basarıs Başarısız Sitelerin Sırları Nelerdir ?

Bir blog yazarı olarak kaliteli bir içeriğe ve ziyaretçi dostu bir siteye sahip  olmak ya da olmamak konusuna değinmek istiyorum. Çoğu blog yazarının yaptığı bir takım hatalardan yola çıkarak sitede olması ve olmaması gereken temel konulardan bahsedeceğim. Bloglara eğilimin artmış olması ve buna bağlı olarak kalitenin de düşmüş olması dikkatimi çekti. Kalite düştü diyorum, çünkü bir çok blog sitesi beni yanıltmış durumda. Takip edilesi, ilgi gösterilecek, önerilebileceğim ve örnek gösterebileceğim çok az blog kaldı. Bir blog sitesinin başarısız olmak için yapabileceği adımları maddeler halinde belirtecek olursak;

1. Arayüz

Blog sahiplerinin karmaşık bir altyapıya sahip tema kullanmalarından oluşan negatif durum. Ana renklerin uyumsuzluğundan tutun da göz yorucu ve gereksizce kullanılan tonlara kadar okuyucuyu bıktıran tasarımlar var. Ben bir siteye girdiğimde ilk o sitenin tasarımı ile karşılaşıyorum, herkes gibi. İnsan işe giderken nasıl özenli ve temiz giyiniyorsa bunun sanal ortama dökülmüş halidir işte tasarım. Kombin giyinmek diye bir kavram vardır, bilirsiniz. Site tasarımı da renk ve kullanılabilirlik açısından kombin olmalıdır. Başarısız olmak isteyen bir blog temasını karma karışık bir hale getirebilir. Benden tüyo olsun.

2. Yavaşlık

Heybeli adada fayton turu yaptınız mı bilmiyorum ama tahmin edersiniz. Yavaş ama zevkli bir yolculuk ruhu vardır o turda. Tadı başkadır. Ama gel gelelim ki vaktiniz varsa fayton turu yaparsınız. Peki buna sanal alemden bakacak olursak, nasıl düşünebiliriz? İnternette bir bilgi aradığınızda vaktiniz olsa dahi o bilgiye hemen ulaşmalı, ilgili yazıyı hiç bekletilmeden okumalı, gerekli notları almalı ve tarayıcınızın sağ üst taraftaki “x” butonuna tıklamalısınız. Yanılıyor muyum? İşte o yüzden bir blog sitesinin hızlı olması gerekir. İnternette kimse fayton turu yapmak istemez. Bu nedenle de sitenin hızlı olması hem site hem ziyaretçi açısından faydalı olacaktır. Eğer başarısız bir blog olmak isterseniz siz fayton turları düzenleyebilirsiniz.

3. İmla

Bazen kuralsız olmanın güzel bir şey olduğunu düşünürüm. Ama dedim ya bazen. Bazen de her şeyin yerli yerinde olmasına öyle özen gösteririm ki bu özen abartılacak boyutlara varır. İnsan kelimelerine güzel elbiseler giydirip öyle ağzından çıkarmalıdır aslında. Konuşmalarımızda ve yazılarımızda prensipli olmamız gerekir. Velev ki bir blog sitesinde bunu aramamız hiç de anormal olmasa gerek. Yani yayında olan bir internet sitesinde çok da rahat olunmamalı, başı küçük sonu büyük ya da ortası karıncalı yazılar yazılmamalı. Sizin yazınızı bir profesör de okuyabilmeli, okumayı ve yazmayı yeni öğrenen küçük bir çocuk da. Bir blog sitesinde sevgiliye gönderilen kısaltmalı mesajlar gibi yazılar yazılmaz. Yazılarınızı yazarken geniş düşünmelisiniz. Tek bir kişiye ya da kitleye hitap etmiyorsunuz. Ulusal ve uluslararası bir platformda yazı oluşturuyorsunuz. Bu yüzden olabildiğince imla kurallarına dikkat edilmeli. Tabi ki taktir sizin, başarısız olunan blog siteleri içerisinde yer almak keyif meselesi.

4. Yazma Sıklığı

Terk edilmiş kentleri, sulanmayan çiçekleri, seni seviyorum demediğiniz sevdiklerinizi, üzerinden geçilmediği için yosun tutan yolları, boyanmadığı için kararan binaları düşünün. Blog sitesinin bunlardan hiç farkı yoktur aslında. Ayakta kalabilmeniz, başarılı olabilmeniz için sitenize bakmalısınız. Bu bakımın en büyük parçası da sitenize ne sıklıkla yazı yazdığınızdır. Emrah bir blog açmış ve son yazdığı yazı 3 ay önce, daha kötüleri de var elbette. Böyle blog tutulmaz. Yani solar, sararır, kurur, kararır o blog. Yazmayı sevmeyen bir insan neden blog sitesi açar onu da anlamadım ya neyse…

5. Kalite

Belki dünya üzerinde milyonlarca saat, kıyafet, araba markası vardır ama gerçekten kaliteli olanlar ayrıdır. Bu kaliteyi ayırt etmemizi sağlayan bazı faktörler vardır. Biz  yazarlarının da kaliteli olabilmek için dikkat etmemiz gereken hususlar var. Öncelikle içeriğimizin kaliteli olması gerekir. Yazacağımız konuyu çok iyi betimlemeli, o konuda okuyucularımızı etkilemeli ve sitemizi tekrar ziyaret etmelerini sağlamalıyız. İnsan neye yatkınsa onu yazmalıdır elbette ama bu kadar da basit değil aslında yazarlık. Bazen çok iyi bildiğimiz bir şeyi anlatmakta zorlanırız ama hiç bilmediğimiz bir şeyi çok daha iyi anlattığımız zamanlar olur. Dolayısı ile hem konuya hakim olunmalı hem de karşı tarafa iyi bir şekilde anlatılmalıdır.

6. Empati

Eminim, bu yazının tamamını okuyanlar empati ne alaka diye serzenişte bulunuyorlar ama hemen kurarım ben o alakayı. Yazar, yazısını yazarken ve yazdıktan sonra son olarak kendisine şunu sormalı; bu yazıyı bir başkası yazmış olsaydı ben de bu siteye bu yazıyı okumak için gelmiş bir ziyaretçi olsaydım, söz konusu yazıyı okur muydum?

Oy Verebilirsiniz...

0 / 5

Your page rank:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir